Hormonlar, vücudun farklı sistemlerini yöneten kimyasal habercilerdir. Duygudurum, iştah, uyku düzeni, cilt sağlığı ve daha fazlası hormonların etkisi altındadır. Ancak hormonal dengesizlikler, özellikle kadınlarda yaşamın farklı dönemlerinde (adet döngüsü, hamilelik, menopoz gibi) fiziksel ve duygusal değişimlere neden olabilir. Bu yazıda, hormon dengesizliklerinin en yaygın belirtilerini ve ne zaman doktora başvurmanız gerektiğini açıklıyoruz.
Adet döngüsü öncesinde yaşanan şişkinlik, sinirlilik hali ve huzursuzluk hissi hormon dalgalanmalarının habercisi olabilir. Bu belirtiler özellikle östrojen ve progesteron seviyelerindeki değişimle ilişkilidir.
Menopoz ve diğer hormonal değişiklikler iştah artışıyla birlikte kilo alımına yol açabilir. Bu durum sadece hormonlardan değil, yaşla birlikte gelen yaşam tarzı değişikliklerinden de kaynaklanabilir.
Hiçbir sebep yokken hızla kilo veriyorsanız, tiroid bezi fazla hormon üretiyor olabilir. Hipertiroidi gibi hastalıklar kilo kaybının altında yatabilir.
Adet düzensizlikleri genellikle östrojen ve progesteron hormonlarındaki dengesizlikten kaynaklanır. Bu, perimenopozun ya da PCOS gibi başka sağlık sorunlarının belirtisi olabilir.
Progesteron eksikliği uykuya dalmayı zorlaştırırken, düşük östrojen seviyeleri gece terlemelerine ve sıcak basmalarına neden olabilir.
Sürekli geçmeyen sivilceler ve cilt kuruluğu, androjen veya tiroid hormonlarındaki bozulmalardan kaynaklanabilir.
Östrojen ve progesterondaki değişiklikler zihinsel bulanıklığa yol açabilir. Özellikle perimenopoz ve menopoz döneminde bu durum sıkça görülür.
Karın ağrısı, şişkinlik ve mide problemleri de hormon dalgalanmalarıyla ilişkilidir. Bağırsaklar da hormonlara duyarlıdır.
Aşırı progesteron veya tiroid hormonlarındaki azalma ciddi yorgunluk yapabilir. Enerji kaybı yaşayan bireyler hormon testi yaptırmalıdır.
Östrojenin serotonin ve dopamin gibi beyin kimyasalları üzerindeki etkisi nedeniyle hormonlardaki ani değişimler duygusal dalgalanmalara neden olabilir.
Testosteron baskın hale geldiğinde saç dökülmesi ve incelme meydana gelebilir. Bu durum genellikle menopozda ve doğum sonrası dönemde belirginleşir.
Adet öncesi ya da dönem sırasında baş ağrısı yaşıyorsanız, bu östrojen düşüşüne bağlı olabilir.
Sık vajinal kuruluk, düşük östrojen seviyelerinden kaynaklanabilir. Bu durum cinsel yaşamı da etkileyebilir.
Kadınlarda testosteron düşüklüğü cinsel isteksizlikle sonuçlanabilir. Bu durum hem fiziksel hem de duygusal nedenlerle tetiklenebilir.
Östrojen seviyesi arttığında göğüs dokusu kalınlaşabilir, azaldığında ise yoğunluk kaybı görülebilir. Farklılık hissederseniz doktorunuza başvurmalısınız.
Hormon seviyeleri su dengesi üzerinde doğrudan etkilidir. Adet öncesi dönemlerde artan susuzluk hissi östrojen ve progesteron değişimleriyle bağlantılıdır.
Bu belirtilerden bir veya birkaçı sürekli hale geldiyse, bir endokrinoloji ya da kadın hastalıkları uzmanına görünmeniz önerilir. Basit kan testleriyle hormon seviyeleri kontrol edilebilir ve uygun tedavi planlanabilir.