Yoga

Yogaya Başlamadan Önce Duyduklarını Unut

Merhaba, ben Göksen. Bir yoga eğitmeni olarak, yıllar içinde birçok kişiden yogaya başlamadan önce akıllarını kurcalayan, hatta onları bu yoldan alıkoyan pek çok düşünce ve önyargı duydum. Bu yazıda sizlerle, yoga hakkında sıkça karşılaştığım ama gerçekte pek de doğru olmayan bu kalıpları birlikte inceleyip zihnimizde yeni bir pencere aralamaya çalışacağız.
Belki de yogaya başlamak için ihtiyacınız olan tek şey, şimdiye kadar duyduklarınızı bir kenara bırakmaktır.

Yogaya başlamak için esnek olmam gerek”

Yoga, esnek olduğun için değil; esnek olmadığın için başlaman gereken bir yolculuktur.
Yogadaki en temel amaç; günlük yaşantımızda kullanmadığımız, kapanan ve kısalan kaslarımızı çalıştırarak, esneterek daha sağlıklı bir yaşam sürmek ve olası rahatsızlıkların önüne geçmektir.
Farklı bir bakış açısıyla düşünelim: Kimse “Koşuya başlamam için önce hızlı olmam lazım.” demez. Koşmaya başlarsın, zamanla hızlanırsın. Yoga da böyledir.
Önce yoga yapmaya başlarsın, zamanla esnersin. Yani esneklik, yogaya başlaman için bir ön koşul değil; nihai bir sonuçtur.

Yogayı sadece kadınlar yapabilir”

Bugün sosyal medyada veya stüdyolarda gördüğümüz yoga temsilleri genellikle kadınlarla özdeşleşmiş durumda. Bu görsel tekrar, zamanla zihnimizde yanlış bir eşleşme yaratıyor: Yoga = Kadın pratiği.
Oysa bu, hem tarihsel hem de işlevsel olarak büyük bir yanılgıdır.

Yoganın kadim kökleri binlerce yıl öncesine, Hindistan’a uzanır ve ilginçtir ki bu pratiği geliştirenler çoğunlukla erkek sādhu’lardır (gezgin ruhani uygulayıcılar). Yoga Sūtraları’nı yazan Patanjali, Hatha Yoga metinlerini kaleme alan ustalar — hepsi erkekti. Kadınların yoga eğitimine kabul edilmesi ancak 20. yüzyılda başladı.
Yani tarihsel olarak yoga aslında erkeklere daha çok açıktı!

Yoga, cinsiyet değil; insan deneyimi üzerine kuruludur. Bedenin varsa, nefes alıyorsan — yoga senin içindir.
Yoga, bedeni dinlemek, stresi yönetmek, dengeyi artırmak ve zihinsel dayanıklılık kazanmak isteyen herkes için vardır. Bu da kadın-erkek fark etmeksizin, bir birey olarak deneyimleyebileceğimiz tecrübelerdir.

Yoga yapmak için pahalı ekipmanlara ihtiyacım var

Şaşırtıcı ama gerçek: Yoga için hiçbir ekipmana ihtiyacınız yok!
İçerisinde özgürce hareket edebileceğiniz herhangi bir kıyafetle, yere havlu veya bir battaniye sererek yoga yapabilirsiniz.

Yazı yazmak istediğinizi düşünün: Altın kaplamalı bir kalem de, bir kurşun kalem de aynı işlevi görecektir.
En pahalı kaleme de sahip olsanız, anlatacak bir şeyiniz yoksa işe yaramaz. Oysa bir kurşun kalemle bile dünyaları yazabilirsiniz.
Yoga da aynen böyledir; asıl olan nasıl göründüğünüz değil, nasıl hissettiğinizdir ve geri kalan her şey sadece destekleyici materyallerdir.

Yoga yapmak için genç, zayıf-fit olmam gerekiyor”

Tıpkı yemek yemek, uyumak ya da nefes almak gibi; hareket etmek de bedenin temel ihtiyaçlarından biridir.
Ama bu ihtiyaç herkes için aynı değildir. Kimileri 5 saat uykuyla dinç hisseder, kimileri 8 saatle bile tam uykusunu alamaz.

Yoga da aynı şekilde kişisel ve değişkendir.
Bazı günler sadece 10 dakikalık sakin bir gevşeme pratiğine ihtiyaç duyarsın. Bazı günlerse enerjini dışa vuracağın, terletecek kadar dinamik bir akış ister bedenin.
Bedenini dinlemek ve ona gerekeni vermek, yoganın özüdür.

Bu ihtiyaçlar yaşla, kiloyla ya da dış görünüşle değil; bedeninle kurduğun ilişkiyle ilgilidir.
Yoga, genç ya da fit olman gerektiğini söylemez. Aksine, olduğun yaştan, kilodan ya da halinden bağımsız olarak bedenini fark etmeni ve ona şefkatle yaklaşmanı hatırlatır.

Yoga sadece oturarak yapılan bir pratiktir”

Yoga denince akla çoğunlukla meditasyon ya da nefes çalışmaları için yapılan oturma pozisyonları gelir.
Doğru, ama yoganın sadece bu kadarı olduğunu düşünmek eksik kalır.

Yoga; meditasyon, nefes çalışmaları ve fiziksel hareketler (āsanalar) içeren bütünsel bir pratiktir.
Yoga pratiği, sadece bir yerde hareketsiz oturmak değil; hareketin farkındalıkla deneyimlenmesidir.
Bazen yumuşak ve sakin oturma pozisyonlarında zihinle çalışırken, bazen de dinamik akışlarla bedeni harekete geçirir.

Tıpkı yürümek gibi düşünün; yürüyüş sadece ayakta durmak değildir. Adımlar atar, yön değiştirir, hızlanır, yavaşlar ve vücudun farklı kaslarıyla hareket ederiz.
Yoga da öyle; oturma pozisyonları kadar ayakta durmak, eğilmek, uzanmak ve nefesle hareket eden bedenin tüm yönlerini kullanmakla ilgilidir.

Yoga yapmak için stüdyoya gitmeliyim”

Yoga pratiğini nerede, nasıl ve kiminle yapmak istediğiniz tamamen kişisel bir tercihtir.
Kimi, sessizliğini ve yalnızlığını sevdiği için evinde bir video eşliğinde kendi başına yoga yapmayı tercih eder.
Kimi ise birlikte pratik yapmanın motivasyonunu hisseder ve bir stüdyoda, eğitmen eşliğinde, grup enerjisinden destek almayı seçer.

Bazı insanlar gün içinde kısıtlı zaman bulabilir; onlar için online dersler veya kısa pratikler büyük bir esneklik sağlar.

Tüm bu tercihler arasında “doğru” ya da “yanlış” olan yoktur.
Yoga, bir yarış değil; kişisel bir yolculuktur.
Nerede olduğunuzun, ne kadar süre ayırdığınızın ya da ne kadar “iyi” yaptığınızın bir önemi yoktur.

Ve Son Olarak: Belki de Zaten Başladın

Yoga yapmak için Himalayalara gitmen gerekmez.
Sabah kahveni içerken dik oturman, otobüste derin bir nefes alman, gün sonunda esneyip bugün nasılsın bedenim?” demen bile yogadır.
Ters duruş yapmana da gerek yok; gözlerini kapatıp iki dakika nefes alman bile başlı başına bir pratiktir.

Yoga bir maraton değil, yarış hiç değil.
İ
lk adım hep küçük olur ama yönü önemlidir.
Matın yoksa halı olur. Vaktin yoksa 5 dakika olur.
Yeter ki yapamam” yerine bir kez bir deneyeyim” de.

Çünkü kim bilir… belki de çoktan başladın bile.

Göksen Demir

Göksen Demir

Merhaba Ben Göksen Bir trafik kazasının ardından yaşadığım bel fıtığı süreci, beni yogayla tanıştırdı. Ağrı kesicilerle bir hayat geçirmek istemediğim için “Kendim için ne yapabilirim?” sorusuyla çıktım bu yola. Başlangıçta fiziksel rahatlama ararken, yoga felsefesinin derinliğiyle karşılaştım ve içsel dönüşümüm o zaman başladı. Dört yıldır düzenli olarak yoga yapıyorum. Bu yolculuğun üçüncü yılında 280 saatlik yoga uzmanlık eğitimimi tamamlayarak eğitmen oldum. Şimdi yoga benim için sadece bir mat üzerindeki hareketler değil; nefes, farkındalık ve şefkatle yaşamanın yolu. Bu yolda öğrendiklerimi paylaşmak, en büyük ilhamım.

Recent Posts

Mor Renkli Besinlerin Gücü: Antosiyanin Nedir?

Meyve ve sebzelerdeki mor, kırmızı ve mavi tonlar genellikle antosiyanin adı verilen güçlü antioksidanlardan kaynaklanır.…

1 saat ago

Yılbaşı Sofralarının Yıldızı: Nefis Hindi Dolması Tarifi

Yeni yıl sofralarının vazgeçilmezi olan hindi dolması, hem lezzeti hem de görkemiyle misafirlerin beğenisini topluyor.…

1 saat ago

17 Aralık Günlük Burç Yorumları

Gökyüzü bugün duygular, kararlar ve yüzleşmeler konusunda güçlü mesajlar veriyor. Ay’ın konumu iç dünyamızı öne…

1 saat ago

Domatesin Faydaları: Kırmızı Rengin Ardındaki Güç

Domates, parlak kırmızı rengini veren likopen adlı güçlü bir antioksidan içerir. Likopen, domatesi güneşin zararlı…

2 saat ago

Düşük FODMAP Diyeti Nedir? Kimler İçin Uygundur?

Düşük FODMAP diyeti, özellikle İrritabl Bağırsak Sendromu (IBS) ve SIBO yaşayan kişilerin sindirim şikâyetlerini azaltmak…

3 saat ago

Tam Tahıllar Neden Bu Kadar Önemli?

Tam tahıllar; kepek, embriyo ve endosperm olmak üzere üç bölümden oluşur ve öğütme sırasında besin…

4 saat ago