“Günlük Hayatta Farkında Olmadan Suç İşlemek” Masum Sandığımız Hareketler Bizi Nasıl Sanık Yapabilir?

Sabah kahvenizi yudumlarken Instagram’da gezerken bir arkadaşınızın çok beğendiğiniz fotoğrafını kendi profilinizde paylaşıyorsunuz… ya da marketten çıkarken “poşet parası mı? Benim çantam var” diyerek kasadaki poşeti alıp yürüyorsunuz… Biliyorum, bunlar size “ufak tefek” şeyler gibi geliyor. Ama hukuk dünyasında bazı “masum” görünen davranışlar, ceza kanunlarının radarına girebilir.

Hadi gelin, farkında olmadan işlediğimiz “günlük suçlar”a bir göz atalım.

“Ne olacak canım, bir fotoğraf paylaştım” – Telif Hakkı İhlali

Sosyal medyada gördüğünüz her fotoğraf, video veya müzik parçası sahibinin eseridir. İzin almadan kullanmak, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında hak ihlalidir. Hatta “kendi çektiğim fotoğraf ama içinde marka logosu var” dediğinizde bile sorun çıkabilir.

Komşunun Bahçesinden Bir Dal Koparmak – Mala Zarar Verme ve Hırsızlık

Çocukken “komşunun kiraz ağacından meyve toplamak” masum bir mahalle anısıydı. Bugün ise izinsiz yapılan bu eylem, değerine bakılmaksızın hırsızlık veya mala zarar verme suçuna girebilir.

WhatsApp’ta Dedikodu – Hakaret ve İftira

“Ama sadece arkadaş grubunda konuştuk” savunması, dijital ortamda yapılan hakaret veya iftirayı ortadan kaldırmaz. Yazılan her kelime ekran görüntüsüyle delil olabilir.

“Nasıl olsa kullanmıyor” – Elektrik/İnternet Paylaşımı

Apartmanda komşunun Wi-Fi şifresini kullanmak ya da ortak elektrik hattına izinsiz bağlantı yapmak da Türk Ceza Kanunu’na göre suçtur.

Evcil Hayvan Sahipleri Dikkat – Çevreye Zarar ve Tehlike Yaratma

Köpeğinizin parkta başıboş dolaşması veya saldırgan davranış göstermesi, olası zararlar nedeniyle tazminat ve hatta ceza sorumluluğu doğurabilir.

Hukuk, hayatımızın her anında sessizce bizimle birlikte yürür. “Ne olacak canım” dediğimiz küçük eylemler, bir gün bizi karakol kapısında buluşturabilir.

Peki çözüm ne?

Çok basit: Başkasının hakkına, malına, emeğine, verisine saygı duymak. Çünkü hukuk sadece kanun maddelerinde değil, vicdanımızda başlar.

Unutmayın, suç işlememek sadece “kötü niyetli” olmamakla değil, “farkında olmak”la mümkündür.

Avukat Sena Şenoğul

1988 yılında Zonguldak’ta doğan Av. Sena Şenoğul, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunudur. 12 yılı aşkın mesleki kariyeri boyunca şirketler hukuku, aile hukuku ve fikri mülkiyet alanlarında derinleşmiş, aynı zamanda moda dünyasıyla kurduğu bağ sayesinde Türkiye’de gelişmekte olan moda hukuku alanında öncülük eden isimlerden biri olmuştur. Kurucusu olduğu hukuk bürosu aracılığıyla ulusal ve uluslararası ölçekte bireysel ve kurumsal müvekkillere danışmanlık veren Şenoğul, şirket yapılarından sözleşme yönetimine, boşanma davalarından marka korumasına kadar uzanan geniş bir yelpazede çalışmaktadır. Avukatlık kariyerini yalnızca bir meslek olarak değil; strateji, etik ve estetik arasında kurulan bir denge olarak gören Sena Şenoğul, İstanbul Moda Akademisi’nde stil danışmanlığı ve imaj yönetimi eğitimi almış, hukuk ile yaratıcılığı bir araya getiren bakış açısını burada pekiştirmiştir. Gücünü analitik zekâdan, sezgisel okumadan ve detaylara verdiği önemden alan Sena, her dosyada müvekkilinin yalnızca hukuki değil, insani ihtiyaçlarını da gözeten bir bakış açısıyla ilerlemeyi ilke edinmiştir.