Bavullarımız…
Kendini kabul hali en baştan mızıkçılık yapmayarak çıkmamız gereken hayli dikenli, inişli ve bir o kadar da çıkışlı bir haldir.
Kendini kabul kendini bilmek gerektirir, kendini bilmek kendinden ayrı düşünmek gayreti gerektirir ki bu da hayli yorucu ve zorlayıcı olabilir. Geçmiş ile geleceği şöyle bir ayırıp, o anda durabilmek gerektirir. Kendini bilmek kendimiz sandığımız ama zamanla yerleşen o çok inandığımızı düşündüğümüz, ezberden başka bir şey olmayan her şeyi ayırabilmek gerektirir, hislerin bizdeki tekamüllerinin ne olduğunu anlayabilmek gerektirir.
Kopyaladığımız ve ezberlediğimiz duygulardan ziyade kendi deneyimlediğimiz hislere yeni isimler vermek gerektirir. Yeni bir kitaplık oluşturmak gerektirir ki her his bir yere değer inceden, o değdiği yerleri keşif gerektirir. O keşif ki hep tanıdığımızı zannettiğimiz, yaşımıza tekâmül eden bilmem kaç zamandır olmuş olan bir hayatı yeniden anlamak gerektirir.
Bavullarımız
Herkesin bahtına bir bavul düşer, herkesin bavulu doğduğu evde dolar ağzına kadar. Bavulumuz o kadar boştur ve biz o kadar açızdır ki o bavulu doldurmaya hem dürtüsel hem duygusal, evde ne bulduysak koyarız içine ve sıkı sıkıya sarılırız. Halbuki çıkarsa ev ahalisi her şeyi ve dese ki bu bana anamdan yadigâr sen bunu kullanacak mısın bakalım da koyuyorsun bu bavula? Ya da kendin mi yapmak istersin yenisini yerine?
Küflü, paslı, lazım olan, olmayan her şeyi koyarız bavula, azıcık irileşince çıkarız o yola… Bir de bağlıyızdır sıkı sıkıya bavulumuza, her gittiğimiz yerde gölge gibi, görünmez bir iple bağlarız kuyruğumuza. Farkında olmayız onca yükü her yere taşımanın ağırlığının…
Yeni bir eve gireriz bazı insanlarla, fark ederiz ki onların da vardır bavulları. Ama bizim bavulumuz daha güvenlidir, daha doludur ve daha lazımdır, itişir kakışırız bavullar uğruna. Ağladıkları ve güldükleri çeyizidir Adem ve Havva çocuklarının. Mühimdir bavulları.
Bavullarımız
Küf, pas, kir karışır bütün eşyalara. Şöyle bir açmak gerekir bavulları, ayırmak gerekir lazımı lazımsızı, ardından iki bavulun sığacağı bir dolaba koymak, kaldırmak gerekir. İnanılmaz hafifliğini ancak o zaman anlayabiliriz bizim sandığımız çoğu şeyin bizim olmadığını, inandıklarımızın anlamlarını bilmediğimizi, sadece güvenli bir arazide bir büyüğün peşinden aynı ayak izinin üzerine basarak yürüdüğümüzü. Onun bizim için bir yol olmadığını, gidilmiş yerler yerine henüz ayak izi değmemiş arazilerin olduğunu anlama gayreti gerektirir.
Kendini kabul, kendini bilmek gerektirir. Kendini bilmek, kendini ortalığa döküp saçıp, ayıklamak gerektirir. Arada bir değiştikçe kendini yoklamak gerektirir.
Yemek, içmek ve üremek ne kadar hak ise kendini bilmek de o kadar haktır halbuki…
Kendini arayan, içindeki çağrıya kulak verendir.
Ne demiş Mevlâna ‘Aradığın, seni arayandır’ halbuki…
Yaşam Koçu
Büşra Hürsev
Sevgili NHMAG okurları, Bavullarımız haberimizi beğendiyseniz, Sağlık, Güzellik, Estetik, Yaşam, Pilates, Yoga, Fitness, Makyaj, Yaşam, İlişkiler, Diş Estetiği, Dermatoloji, Cilt Bakımı, İncelme, Zayıflama, Meditasyon, Beslenme, Diyet gibi Kadın ve Yaşam haberleri için NHMAG ı takip edebilir ya da google üzerinden farklı aramalar da yapabilirsiniz…
Bavullarımız
Bu Karın Egzersizleri Sırtınıza Zarar Verebilir... Günümüzün en popüler karın egzersizleri sosyal medya sayesinde yaygınlaşmış…
Sonbahar, doğanın sunduğu en lezzetli ve besleyici ürünleri keşfetme zamanıdır. Elma ve armutların ötesinde, alışık…
3 Kasım 2024 Günlük Burç Yorumları... Yeni bir gün, yeni enerjilerle dolu! 3 Kasım 2024'te…
HAFIZANIZI GÜÇLENDİRMEK İÇİN VİTAMİNLERİNİZİ DÜZENLİ ALIN Hafızanın güçlü olması için vücut belirli vitaminlere ihtiyaç duyar.…
KIRKLARELİ KÖFTESİ İÇİN GEREKEN MALZEMELER Bu eşsiz yöresel lezzeti hazırlamak için ihtiyacınız olan malzemeler şunlardır:…
1 Kasım 2024 Burç Yorumları KOÇ BURCU (21 Mart - 19 Nisan) YENİ FIRSATLAR KAPIDA…