Bir Özürle Hayatınızı Değiştirin

Bazen hayat, tam da ihtiyacımız olan o küçücük ana, o tek kelimeye direnmeyi öğretir bize. Gurur perdesi iner gözlerimize, koca duvarlar öreriz etrafımıza. Oysa en çok sevdiğimiz, en çok değer verdiğimiz insandan gelecek bir özür, ya da bizden çıkacak bir “affet”, yepyeni bir hayatın ve mutlulukların kapısını aralayabilir.

Kaç kere içimizde bir yumruyla, boğazımızda düğümlenen sözlerle uyandık sabaha? Belki o da bekliyor, belki sen de bekliyorsun… Bir yanlış anlaşılma, söylenmesi gereken ama söylenemeyenler, biriktirilen sessizlikler… Bazen korkularımız, kaygılarımız, yanlış anlaşılma endişesi, bizi en sevdiklerimize bile bir adım atmaktan alıkoyar. Belki seni anlamadığını düşündün, belki de onun korkularını hiç göremedin. İşte o anlar, kalplerin en kırılgan, ruhların en üşüdüğü zamanlardır.

Oysa o küçücük “üzgünüm” kelimesi, koca buz dağlarını eritebilir. Birbirinize uzatacağınız bir el, sıcacık bir dokunuş, yılların birikintisini silip süpürebilir. İlişkilerde bazen en büyük güç, zayıf görünmekten, kırılgan olmaktan çekinmemektir. Çünkü gerçek sevgi, o kırılganlığın içinde filizlenir, büyümenin tohumlarını atar.

Belki de şimdi tam zamanıdır. İçinizdeki o sesi dinleyin. Gururunuzu bir kenara bırakın. O çok sevdiğiniz, değer verdiğiniz insana gidin. Bir kahve için, bir çay demleyin, ya da sadece sessizce oturun yanına. Ve deyin ki: “Seni anlıyorum… Ya da anlamak istiyorum. Ne olursa olsun, üzgünüm.”

Göreceksiniz ki, bir özür sadece söylenen bir kelime değildir; o, bir köprüdür. İki kalp arasında yeniden inşa edilen, sevgiyle sağlamlaşan bir köprü. Belki o da size özür dileyecek, belki de sadece sessizce başını sallayacak. Ama emin olun, o an, yeni bir başlangıcın, beklenen mutlulukların ve gerçek bağların kapısını aralayacaktır. Unutmayın, kalplerimiz affetmek için atar.