“Her şeyin anlamı yokmuş gibi göründüğü anlar, gerçek anlamı aramaya en yakın olduğumuz anlardır.”
Simone de Beauvoir
Viktor Frankl, insanın anlam arayışını yaşama tutunmanın en güçlü kaynağı olarak tanımlar. Nazi kamplarında bile, bir “neden”e sahip olanların hayatta kalabildiğini gözlemler. Bugün biz de bambaşka koşullar altında ama benzer bir ruhsal sınavdan geçiyoruz.
Türkiye’de bugün yalnızca ekonomik zorluklar değil; aynı zamanda insanların kendilerini her zaman yeterince özgür, eşit ve adil bir ortamda hissetmemeleri de toplumsal ruh hâlimizi şekillendiriyor. Bu durum, umudu diri tutmayı ve geleceğe güvenle bakmayı kimi zaman zorlaştırabiliyor.
Ama işte tam da burada antik çağ filozofu Epiktetos’un sözleri yankılanıyor:
“Biz, seçtiğimiz ana değil; dünyanın bize ihtiyaç duyduğu ana doğduk.”
Bu bakış açısı bize şunu hatırlatıyor: Koşulları seçemeyiz, ama koşullar karşısındaki tutumumuzu seçebiliriz. İçinde bulunduğumuz dönem zorlu, belirsiz ve bazen moral bozucu olabilir. Ama yine de elimizde kalanlarla, yapabileceklerimizle bir anlam yaratma gücüne sahibiz.
Bütün bu zorlukların ortasında yapılabilecek en önemli şeylerden biri, “iyimserlik kasımızı” çalıştırmaktır. Bu sahte bir Pollyannacılık değil; aksine gerçekçi bir farkındalıkla, dayanıklılığı kaybetmeden umudu diri tutmak demektir.
Tam da burada Albert Bandura’nın “öz yeterlilik” kavramı devreye girer: Bir şeyleri başarabileceğimize olan inancımızı korumak. Çünkü insan, kendi kapasitesine güven duyduğunda zorlukların üstesinden gelme cesaretini de bulur.
Bu güveni besleyen iki temel unsur vardır:
• Öz şefkat: Hata yaptığımızda kendimizi yargılamak yerine, insani yönümüzü kabul etmek. Böylece yeniden deneme cesaretimiz artar.
• Özgüven: Küçük adımlarla elde ettiğimiz başarıların birikimi, geleceğe yönelik daha büyük adımlar için inanç kaynağı olur.
Öz yeterliliğimizi, öz şefkatimizi ve özgüvenimizi beslediğimizde; en zor zamanlarda bile “ben yapabilirim” duygusu içimizde kalmaya devam eder.
Mutluluk İçin Temel Dayanaklar
Böylesi bir konjonktürde mutluluk, büyük hayallerden çok, en temel ihtiyaçlarda saklıdır:
• Sağlık: Çünkü sağlıklı olmadığımızda hiçbir plan, hiçbir hayal anlamını koruyamaz.
• Sevdiklerimiz: Hayatta kalma gücünü besleyen en güçlü kaynak, yanımızda olan insanlardır. Paylaşılan bir acı hafifler, paylaşılan bir sevinç çoğalır.
• Teknolojiye Erişim: Bugün dünya ile bağlantımızı kuran, öğrenmemizi, üretmemizi, sesimizi duyurmamızı sağlayan şey teknoloji. Doğru kullanıldığında teknoloji, yalnızca bir araç değil; özgürlüğün ve yaratıcılığın da kapısıdır.
Bu Dönemler de Geçecek elbet…
Tarih bize gösteriyor ki hiçbir dönem, hiçbir kriz kalıcı değildir. İmparatorluklar çökmüş, sistemler değişmiş, büyük felaketler yaşanmış ama insanlık her defasında yoluna devam etmiştir. İçinde bulunduğumuz bu zorlu dönem de geçecektir.
Bize düşen, geçici karanlık içinde ışığımızı korumak; sağlık, sevgi ve üretimle kök salmaktır.
Ve tam da burada Atatürk’ün sözü bize ışık olur:
“Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır.”
Bu söz, en karanlık anlarda bile aslında çıkış yolunun içimizde olduğunu hatırlatır. Koşullar ne kadar zor olursa olsun, umut etmeyi bıraktığımız anda asıl kaybı yaşarız. Ama umudu diri tuttuğumuzda, hem kendi hayatımızda hem de ülkemizde yeni yollar açabiliriz.
Belirsizliklere ve zorluklara rağmen insanın elinde daima bir güç vardır: tutumunu seçme gücü.
Bugün bu gücü kullanarak, iyimserliğimizi, öz yeterliliğimizi, özgüvenimizi ve öz şefkatimizi diri tutabiliriz. Çünkü hayatın anlamı, yalnızca koşullarda değil; onlara verdiğimiz cevapta gizlidir.
Sağlıklı bir yaşamın temel taşlarından biri aktif bir fiziksel yaşam tarzıdır. Dengeli beslenme ve kaliteli…
Migren ve baş ağrılarıyla başa çıkmada ilaçlar kadar rahatlama ve gevşeme teknikleri de önemli rol…
Bir bebeğin ne kadar kolay uykuya daldığını düşünün… Aslında insan bedeni ve zihni, dinlenmeye ihtiyaç…
Aşamalı Kas Gevşetme (Progressive Muscle Relaxation – PMR), stresi ve kaygıyı azaltmak, uykusuzlukla başa çıkmak…
Bağışıklığınızı Güçlendiren 14 Etkili Adım... Bulaşıcı hastalıklara karşı korunmanın en güçlü yolu, sağlam bir bağışıklık…
Boyun, çene altı, koltuk altı veya kasık bölgesinde fark edilen şişmiş lenf bezleri, vücudun enfeksiyonlara…