Merhabalar,
Ben Esra Yurtseven. 31 yaşındayım, aslen Trabzonluyum ancak İstanbul’da doğup büyüdüm. Lisansımı İnsan Kaynakları Yönetimi üzerine tamamladıktan sonra birkaç yıl bir lojistik firmasında insan kaynakları uzmanı olarak çalıştım. Elimi attığım her işte vasat bir sonuca olan tahammülsüzlüğüm ve mükemmeliyetçiliğim nedeniyle her zaman en iyisi olma arzum vardı. Belki de bir tarafta bir yaram vardı; en iyi olmanın aldığım sevginin dozunu arttıran bir unsur olduğuna dair içselleştirdiğim bir çocukluk inancı.
Yalnız hayatım öyle bir evreye gelmişti ki, mükemmel olmak ve en iyisini ortaya çıkarma konusunda izlediğim stratejiler artık sadece benim hayatımı değil, başka bir ruhun yaşam yolunu da etkileyebilirdi. Bunun adı annelikti. Anne olduktan sonra bir süre mükemmel ebeveynlik ve en iyi anne olma yolunda düzinelerce kitap, makale, köşe yazısı ve pedagog rehberliği okudum. Fakat iş uygulamaya geldiğinde süreç hiç öyle ilerlemiyordu. Mükemmeli bırakın, durum berbat bir hâl alıyordu. Duygularım, kendi çocukluk yaralarım, karşılanmamış ihtiyaçlarım… Hepsi bir kombo halinde mükemmelliğimin önünde devasa bir duvardı sanki. O duvarlara çarpa çarpa nasır tutan yerlerimden bahsedip konuyu daha acıklı hale getirmeyeceğim merak etmeyin 😃
İş, mükemmel ebeveynlikten kendi çocukluğumu ve duygularımı anlamaya evrilmişti. Bu süreçte nefes teknikleri, meditasyonlar, bilinçli farkındalık kitapları, eğitimleri, atölyeleri derken içimdeki çocukla tanışmış ve iyileşme sürecimi (adına bilinçli farkındalık desem de) aslında hiç farkında olmadan başlatmıştım.
“Hayat amacım ne, ben kimim, bu dünyaya neden geldim, evrenin işleyişi…” derken yol, beni kendi küçük dünyamdan alıp bir sonsuzluğun içine doğru çekmişti. Ama hiç olmadığım kadar hafif ve huzurlu hissediyordum. Kendimi bulmuştum ve mükemmellik arzumun yerini içsel bir tamlık hali almaya başlamıştı.
Bu süreçte birçok kişisel gelişim ve dönüşüm programına katılarak kendimi destekledim. Hayatımın yeni evresinde, benimle aynı süreçten geçen kadınları desteklemek; onların yaşadıklarını anlamlandırmalarına, duygularıyla tanışıp kendi iç çocuklarının elini tutmalarına yoldaşlık etmeyi hedefliyorum. Bunu şimdilerde spiritüel koçluk olarak tanımlıyorlar ama henüz rahat edemediğim bir kimlik. Bir eşlikçi olmak bana daha iyi hissettiriyor.
Yaşadığınız çoğu duygunun, durumun ve olayın içinden geçen, geçmese de bir deneyimin sağlıkla yaşanıp dönüştürülmesinin yolunu bilen bir arkadaşınız olarak burada sizlere destek olmaktan mutluluk duyacağım. Benden aldığınız rehberliğin içinde tavsiyeler ve “şunu yapın, hayatınız değişecek” gibi basmakalıp vaatler bulunmuyor. Çünkü her deneyim kişiye özeldir. Herkesin yaşadığı zorluk ve ardındaki ihtiyaç farklıdır.
Bu yolculukta kendinizi tekrar duyabilmek, içinizdeki çocuğun sesini yeniden bulmak ve üzerinizde biriken o görünmez yükleri hafifletmek isterseniz… Ben, kendi hikâyesinin içinde defalarca kaybolup yeniden doğmuş bir kadın olarak, size bu yolda eşlik etmeye hazırım.

YORUMLAR