Merhabalar uyanışta olan sevgili ruhcanlar.
Bugün sizlere kendimi iyileştirme yolculuğunda ortalama 5 yıldır kullandığım çok verimli bir sistemden bahsedeceğim: Jean Adrienne Arınma Sistemi( JAAS) diğer adıyla İnnerspeak yani iç benlikle konuşma metodu.
Bu sistemi Amerikalı yazar ve spiritüel öğretmen olan Jean Adrienne Miller spiritüel bir esin yoluyla geliştirdi.
Sistemin temeldeki amacı ruhun yükseliş yolunun önündeki bariyerleri açığa çıkarıp arındırarak bu sürecin pürüssüz ve akışkan bir şekilde devam etmesine destek olmak. Bunun için dosya protokollerinden yararlanılır ve kas testi yardımıyla kişinin bilinç dışına bir yolculuk başlar. Oradan alınan bilgiler açığa çıkartılır ve bu problemin kaynağı her kimse/ neyse görünür olur. Ardından bu şeyin yaşadığı travmalar açığa çıkarılır ve bu travmalara karşı kişinin bu hayat düzleminde verdiği ruh tepkisi tespit edilir. Son olarak da arındırma çalışmaları ile var olan problem kaynağında şifalanır.
Uzun yıllardır deneyimlediğim bu sistemde beni en çok heyecanlandıran farkındalık ise bu yöntemin kollektif bilinç dışına açılan yoldaki bir yük gemisine benzemesiydi. Birazdan buraya değineceğim ama ilk önce kollektif bilinç dışı kavramından bahsedelim:
Nedir bu kollektif bilinç dışı peki?
Bu kavram Carl Gustav Jung’un terimlerinden en nadide olanı bana göre. Jung’a göre insanın kişisel yaşamından kaynaklanmayan, tüm insanlık tarafından ortaklaşa miras alınan, atalar yoluyla yani epigenetik yolla aktarılan, rüyalarda, mitlerde,evrensel sembollerde kendini gösteren arketipsel içeriklerden oluşan uçsuz bucaksız ortak ve kalıtsal psişik bir zemindir.
Biraz metafor ile anlatayım: Uçsuz bucaksız bir okyanus düşün. Oturduğun alandan sadece bir kısmı görünür olabilir. İşte bu alan senin bilinçli alanındır. Geriye kalan sonsuz okyanusun içinde sonsuz damlalar var. Her bir damla senin de damlalarınla birlikte bu okyanusu oluşturuyor.Diğer damlaları ise yaşamış, yaşayan, yaşayacak olan herkesin deneyimleri,travmaları,yaşanmışlıkları oluşturuyor. Dolayısıyla her bir damla senin için de bir anlam ve bir bilgi taşıyor. Ancak kilometrelerce uzakta olan o damlayı oturduğun yerden fark etmen mümkün olmayabilir. Hani biraz önce bir yük gemisinden bahsetmiştim ya. İşte o gemiyle kilometrelerce yol gidip o bilgiyi alıp kendi görünür alanına yani kendi bilinçli alanına getirebilirsin. Böylece getirdiğin damlaların içinde seni etkileyen bilgileri görünür yapıp gerekiyorsa arındırabilirsin.
JAAS ile herhangi bir probleme çalışırken saptayacağımız kaynak bizden çok uzakta belki henüz gerçekleşmemiş belki yüzyıllar önce gerçekleşmiş bir etki olabilir. Kaynak bir ata olabileceği gibi bizim başka bir yaşamdaki formumuz ya da çok geçmiş yaşamdaki ve başka bir cinsiyetteki halimiz olabilir. Bunların hepsi okyanusun damlalarındandır. Yani bu okyanus zamansızdır. Yaşamış ve yaşayacak her şeyin ortak deneyimini barındırır ve biz de bizi o an etkileyen problemin kaynağını bu gemi yardımıyla görünür bir alana taşırız. Ve işte artık o durumla yüzleşebiliriz. Böylelikle arınma gerçekleşir.
İşte size G.A’nın yaşadığı panik atak problemi üzerine açtığımız bir protokolün özeti:
G.A uzun yıllardır panik atak problemleriyle uğraşıyordu, kendini gözlemleyebilen bir birey olmasına rağmen ne yaparsa yapsın bilinç dışındaki bazı bilgilerle temas kuramıyordu. Yaptığımız bir seansta yaşadığı bu problemin kaynağının eski bir zamandaki (1400’lü yıllarda) partnerine ait bir etki olduğunu açığa çıkardık. Partneri yoğun taciz yaşamış bir kadındı. G.A bu versiyonunda 1400’lü yıllardaki partnerinin yaşadığı bu anıyla rezone oluyordu. Bunu açığa çıkardıktan sonra ruhunun vermiş olduğu tepkiyi gördü. Ruhu geçmiş zamanda partnerinin yaşadığı bu travmayı çok derine saklayıp onu yaralamıştı. Çeşitli protokollerle bu süreci arındırdık. Ardından danışanımla 3 seans daha bu konu üzerine çalıştık ve her defasında başka bir kaynağı belirledik. Bu danışanım bugün korkusuzca araba kullanabiliyor ve artık böyle bir atak geçirmediğini söylüyor.

YORUMLAR