Kolajen Neden Bu Kadar Popüler?… Kolajen; cildin, kemiklerin, kıkırdak ve tendonların yapısal bütünlüğüne yardımcı olan bir proteindir. Kolajen; hücreleri bir arada tutan, cildi güçlendiren ve elastikiyet kazandıran yapısal proteinlerden biridir ve yeni deri hücresi oluşumuna katkıda bulunur. Kolajen ismi Yunanca ‘kolla’dan gelir ve bu yapıştırıcı demektir.
Kolajen Neden Bu Kadar Popüler?
Öncelikle kolajen için vücudun hayati yapıtaşlarından biri diyebiliriz. Vücut bağ dokusunun %80 gibi büyük bir bölümünü oluşturuyor. 3’e ayrılan kolajenin her versiyonu vücutta farklı bir görev üstleniyor. Tip1 kolajen cilt, saçlar ve tırnaklar için oldukça önemli. Tip2 kolajen ise eklem ve kıkırdaklarda yoğun olarak bulunuyor. Son olarak Tip3 kolajen ise sindirim yolu, damar sistemi ve yine deride yer alıyor.
İlgili: Yaşlanmanın Cildimiz Üzerindeki Etkileri
Cildin Yapısını Değiştiriyor
Ciltte kırışıklık ve sarkmaların giderilmesi ve engellenmesine, cildin yenilenmesine, gözenek görünümünün azalmasına ve cilt sağlığının korunmasına yardımcı oluyor. Saç ve tırnakların güçlenmesini, aynı zamanda da daha hızlı uzamasını sağlıyor. Ayrıca cilt yapısını ve dolaşım sistemini iyileştirdiği için selülit görünümünün azalmasına yardımcı oluyor.
Tip2 kolajen kemik ve eklem hastalıklarının önlenmesine yardımcı oluyor, spor sonrasında kas oluşumunu destekliyor. Tip3 kolajen ise sindirim sistemine faydalı ve damar yollarının yapısını güçlendiriyor ve kalp hastalıkları risklerini azaltıyor.
Vücudumuzun kolajen üretimini yaşam biçimimiz, yaşadığımız iklim ve beslenme alışkanlıklarımız etkiliyor. Doğal bir süreç olan yaşlanma ile de kolajen üretimi azalıyor. Ortalama bir insan vücudunda 25 yaş sonrası yılda %1 ile 2 aralığında kolajen üretimi düşüşü oluyor. 40 yaşına ulaşıldığında, 30 yaş öncesine kıyasla vücudumuzdakı kolajenin yüzde 10 ile 20 aralığında bir kaybı oluyor. Yaşımız ilerledikçe bu sebeple cilt elastikiyetinde azalma, ciltte kuruma, incelme, sarkma, kırışıklıklar, güneş lekeleri, saç kalitesinde bozulma ve tırnaklarda kırılma ortaya çıkar. Kolajen yaşlanma belirtilerini hafifleterek, kişinin daha parlak ve canlı bir cilde sahip olmasına ve daha genç görünmesine yardımcı olur.
Kolajen Neden Bu Kadar Popüler?
Kolajen Kaybı Nasıl Önlenir?
Kolajen kaybını belirli beslenme alışkanlıkları edinerek ve zararlı tüketim alışkanlıklarından vazgeçerek belirli bir düzeyde önleyebiliriz. Kemik suyu, kırmızı meyveler, koyu yeşil yapraklı sebzeler, soya ürünleri, sarımsak, mor meyveler, süt ve süt ürünleri doğal kolajen içeren başlıca gıdalardır.
Özellikle kemikli etler ve sakatat grubundaki hayvansal gıdalar, yüksek oranda doğal kolajen içerirler. Fakat modern hayatta doğal besinlerin bozulmasıyla birlikte bunlardan ne kadar kolajen aldığımızı da bilmemiz şu anda çok mümkün değil. Özellikle 40 yaş ve menopoz sonrası vücudun artık kolajen üretme kabiliyetinin zayıflaması sonucunda kaybedilen kolajenlerin geri konulması ancak bunun için özel olarak geliştirilmiş takviyelerle mümkün olmaktadır.
Kolajen takviyeleri ciltte kolajen üretimini tetiklemeleri sayesinde cildin daha nemli ve gergin olmasını sağlayarak yaşlanma izlerini azaltmak amacıyla kullanılmaktadır. Bu ürünleri kullanan kişilerde aylar içinde sonucun görülmeye başladığı, cildin daha parlak, saç ve tırnakların daha sağlam olduğu yönündedir.
Eklem Rahatsızlıklarını Azaltır
Bilimsel araştırmalara göre kolajen takviyelerinin içerisinde bulunan kolajen peptitleri cilt kuruluğunu ve kırışıklıkları azaltmaya yardımcı olmaktadır. Düzenli kolajen takviyesi ile cilt, eklem ve kaslardaki kolajen miktarı korunarak, cilt yaşlanması yavaşlar. Yaşla ortaya çıkan görme problemleri ve eklem rahatsızlıkları azalır.
Kolajen kullanımı yaşa ve cildin deformasyon derecesine göre değişir. Klinik çalışmalarda kolajenin etkisini görebilmek için en az 3 ay kullanılması yönündedir. Kolajenin bu 3 aylık süre boyunca hiç ara verilmeden kullanılması önemlidir. Kolajen desteğinin 3 ay sürekli kullanılmasıyla deri kırışıklıklarında azalma, deri elastisitesinde artış, hidrasyon (su tutma) ve dermal kolajen yoğunluğunda artış sağladığı gözlenmiştir. Kolajen takviyesinin genellikle güvenli olduğu ve bildirilmiş bir yan etkisi olmadığı belirtilmektedir.
Kolajen takviyelerinin tablet, kapsül, toz ve sıvı formları mevcuttur. Kolajen dışardan takviye olarak alındığında öncelikle sindirim sisteminde yapıtaşı olan aminoasitlere parçalanır ve aminoasit olarak kana karışır. Farklı formlarda üretilen kolajen takviye ürünleri arasında likit şekilde tüketilecek kolajen takviyesi, vücudun adaptasyon ve hızlı reaksiyonu açısından en faydalı yöntem olarak öne çıkar.
Kolajen Neden Bu Kadar Popüler?
Sıvı Kolajen Tercih Edilmeli
Kolajen ürününün daha çok emilebilmesi için kolajenin biraz daha parçalanmış daha etkili hali olan hidrolize peptid kolajen içeren takviyeler tercih edilmelidir. Toz ve tablet ürünlerin kullanımı zordur. Sıvı ürünleri, kullanım kolaylığı ve emilim oranlarının yüksek olması nedeniyle tercih edilmelidir.
Kolajen sentezine destek olması için ürünlerde bakır, çinko, C vitamini ve glutatyon, koenzim ve alfa lipoik asit gibi antiaoksidanlar bulunması etkinliğini artırır. Kolajen destek ürünleri içeriği balık, tavuk veya sığır kaynaklı olabilir. Kolajen takviyelerinin daha iyi etki göstermesi için kahvaltıdan yarım saat önce veya gece yatmadan aç karnına alınması daha iyi olur.
Önerilen günlük doz, doğal kolajen (kemik tozları) için 7.5 – 10 gram, hidrolize peptit kolajenler için de 2.5 – 5 gram arası dozlardır. Kolajen takviyelerinin daha çok emilebilmesi ve en yüksek biyolojik yararlanımın sağlanabilmesi için 3000 dalton civarında moleküler ağırlığı olan düşük molekül ağırlıklı kolajenleri tercih etmeliyiz. Molekül ağırlığı çok yüksek olan toz ve tablet kolajenlerin emilimi yetersiz olduğu için yararları azalmaktadır.
Kolajen Neden Bu Kadar Popüler?
3 Ay Ara Vermeden Kullanılmalı
Kullanım süresi yaşa göre değişkenlik göstermekle birlikte kişinin ihtiyacına göre karar verilmelidir. Klinik çalışmalara göre kolajenin etkisini görebilmek için en az 3 ay ara verilmeden kullanılması gereklidir. Kolajen takviyelerini genelde 30’lu yaşlardan sonra bireyin ihtiyacına göre öneriyoruz. 30-50 yaş arasında yılda 2 defa 3’er aylık kürleri, 60 yaş üzerinde yılda 3 defa 3 aylık kürleri tavsiye ediyorum.
Kanaatimce bir anda ortaya çıkan kolajen popülerliği aslında haklı ve bilimsel gerçekliği olan bir popülerlik. Fakat her ürüne güvenmemek gerekir. Gerçekten her alanda olduğu gibi güvenilir laboratuvarlarda üretilen ve güvenilir markaları kullanmak gerekir. Ayrıca cilde kolajen takviyesi mezoterapi yöntemiyle de yapılabilmektedir. İhtiyacınız olan kolajen için cilt için dermatoloji uzmanı ve diğer alanlar için ortopedi ve kalp damar cerrahisi uzmanı olan doktorlardan destek istemeniz en doğrusu olacaktır.
Sevgili NHMAG okurları, Kolajen Neden Bu Kadar Popüler? haberimizi beğendiyseniz, Sağlık, Güzellik, Estetik, Yaşam, Pilates, Yoga, Fitness, Makyaj, Yaşam, İlişkiler, Diş Estetiği, Dermatoloji, Cilt Bakımı, İncelme, Zayıflama, Meditasyon, Beslenme, Diyet gibi Kadın ve Yaşam haberleri için NHMAG’ı takip edebilir ya da google üzerinden farklı aramalar da yapabilirsiniz…
Kolajen Neden Bu Kadar Popüler?
YORUMLAR